4 Ekim 2011 Salı

“Yastık Altı” Karma Sergisi * Yerleş-eme-mek/GDO'lu Tarım

Beyoğlu'nun arnavut kaldırımı yokuşlarının birinin sonunda güzel bir sergi karşıladı beni bu akşam. Tepkilerini&hislerini tuvale, dikenli tele, fotoğraflara yansıtan bir grup sanatçının dünyalarına girdim. Bu insanlar ne anlatmak istemiş, niye anlatmak istemiş anlamak, yorumlamak istedim.. Bazılarıyla konuşma, tartışma imkanı da buldum..İfade biçimleriyle ve kaygılarıyla tüm dikkatimi üzerlerine çeken iki isim benim için özeti oldu tüm serginin. Bunlardan ilki Nazan Azeri'ydi. Hayatının bir döneminde yerleşememişti o da pek çok kişi gibi.. Kendini yersiz yurtsuz, yönsüz hissedişini, ilk arkadaşları olan oyuncak bebekleriyle paylaşmıştı. Kendisi gibi yıkık, yerle bir bir inşaat alanına gitmişlerdi. Ama yine kendisi gibi yeniden inşa aşamasında olan bir inşaat alanına.. Bebekleriyle kendine yer arayıp da bulamayışını, üzerlerindeki karanlığı ve mutsuzluğu fotoğraflarından görebildim ben olanca yalınlığıyla..Yeniden ayağa kalkıp, dimdik durabilmek için öldürmek istemişti belki kendini ve 'kendi bebekleri'ni. 'Kendi bebekleri'ne de göstermek istemişti bu şekilde yaşamaya devam edemeyeceğini.. 'Kendi bebekleri'ni de ikna ederse ancak yeniden başlayacaktı belki herşeye belki bu sefer geçmiş mutsuzluklardan çıkarılan sonuçlarla belki daha mutlu olurdu belki..

Ve Tuğrul Selçuk.. dimdik bir adam.. doğruları insanların gözüne sokmak için nesnelerden yansımalar yaratan bir savaşçı. GDO diyor genetiği değiştirilmiş organizma- korkmayın mücadele edin diyor- geç olmadan öğrenin diyor geç oldu zaten mücadele edin diyor.. dinleyen yok. Türkiye'de insanların sağlığı için mücadele eden bir tane yerli şirket kalmamış meğer benim bile bildiğim yok. İnsan yaratığı panzehirsiz zehirler yapıyor kendine..zehirden para kazanmak, panzehir umuduyla yapılan mücadeleden para kazanmak için.. Para kazanmak için kendine zehir yapıyor..Kendine zehir yapıyor para için.. Para için öldürüyor kendini.. Para.. bizden sonra kalacak tek şey.. tek ve şey.. biz yokuz fotoğrafta.. iletişim kolaylığı sağlayarak insana hizmet etsin diye insan tarafından uydurulan fiktif bir şey insanın uğruna savaştığı 'şey' e dönüşüveriyor ama insan yok resimde..

 Bu iki değerli sanatçının yastıkaltlarında gizledikleri böyle yer buldu benim zihnimde..