16 Aralık 2011 Cuma

Ağaçlar Ayakta Ölür

Hayat doğru bileşenlerden ve doğru oranlarda yapılmış bir karışımdan ibaret. 
Misal güneşin azı da çoğu da hasta ediyor. 
Doğal kaynakları kullanma adı altında sömürüyoruz ya, ya hepsini tüketiyoruz toptan ya da hiç olmadığı kadar tehlikeli bir canavara dönüşüyoruz. 
Bir yerde susuzluktan çatlayan toprakta köklerini hep daha derine uzatarak çırpınırcasına suyunu arayan ağaç, diğer yanda sellerde sürüklenerek ölüyor. 
Masallara esin olan Dünyamız'dan süper lüks bir mezarlık yaratıyoruz elbirliğiyle. 
Yaklaşık 5 yıl içinde gözünü para hırsı bürümüş insanların ülkeleri insafa gelip de anlaşamazsa sıcaklık artışı da kontrolden çıkacak ve iyileşme ihtimali hiç olmamışçasına yitip gidecek ellerimizden.
Çünkü kıyametten korkan aptal insanların gezegeni burası.
Kıyameti hergün kendi elleriyle yarattığından, aslında kıyamette yaşadığından habersiz.
Parçası olduğu doğayla tüm bağlarını koparıp atmış, bir yığın aptal.
Ağacın çiçeklenme ritüelinin tadından habersiz, suyun sesini duyamayan.
Ancak bağırırsa duyulur olacağını zanneden, nefes boşuklarında dahi olsa diğer sesleri duymaktan korktuğu için bağırırken ve daima kulaklarını hep tıkalı tutan. 
Onurlu bir yaşam tercihinden, belki de para etmiyor bahanesiyle cayan,
Aslında ölü olduğundan habersiz bir yığın fani!