6 Aralık 2011 Salı

Aydınlık En Zorudur

Aydınlık ve karanlık, iyiyle kötü benzetmelerine alet olan ikili. Başkaca Aydınlık huzurdur, Karanlık mutsuzluk kimilerince. Aydınlık ve Karanlık birbirinden beslenir, biri olmadan diğeri sürdüremez varlığını. Karanlığı da tercih edenler var, Aydınlığı tercih edenlerden daha çok görünüyorlar neredeyse son çok yıldır. Aydınlık zordur emek ister, Aydınlığı karartmaya kalın koyu renk bir perde yeterken, karanlığı aydınlatmak için ağlar kurulur, yatırımlar yapılır karşılığında da sürekli bir bedel ödenir. Zordur Aydınlıkta yaşamak, boşuna değil masallarda bile iyi olan fakir ama onurlu oluşu.
Karanlık da bir tercihdir en çok iç sese sağır bir yürek gerektirir, kendine söyleyebileceğin kocaman yalanlar ve gücünü üzerinde kanıtlayabilmen için başkaları. İçindeki sesi inandıramayacağın yeni inandıkların olur. O yüzden sağır ama güçlüyüm yanılgısı yaratır insanda. 
Karanlıkta kadının adı da olmaz, kolaylıkla yeri doldurulabilen, mahremiyeti tek tip giysiler giyen, bir canlıdır sadece. Karanlık yalnız erkeklere ad verir, erkekten oluşan bir güruh volta atar tarihin parça parça solan geleceğinde. 
Aydınlık en zorudur. Zor çokların en az sevdiği. İster ki erkek ve kadın, kadın ve erkek yekpare olabilsin. Karanlık farsa benzer, kadınsız ve inceliksiz. 
Aydınlığa kocaman bir adımdır 5 Aralık 1934. Karanlığın en ezeli düşmanının hediyesidir Türk kadınlarına. Onun kadın edilgenliğine son veriş arzusudur.
Yazının bundan sonrası kelimelerin bile varolmak istemediği karanlığa dönüşmeme çabasıdır.

Hiç yorum yok: