17 Ocak 2012 Salı

Bir Şehirden Ayrılırken..

Bir şehirden ayrılırken, ayrıldıklarının sesi kalıyor kulağında. Sen ordan giderek uzaklaşırken onların o an ne yaptıklarını düşünüyorsun. Kalbinin bir yanı eksilse de, gidiyorsun. Gitmeyi  istiyorsun, kalmayı daha az. Kırılmayı istemiyorsun ama.
Zihnindeki pembe kutucuğa bir film daha koyup, ileriye bakıyorsun. O sayfayı kapatıp, yeni yapacaklarına odaklanıyorsun. 
Ama sesler kalıyor senle bir de anlık duygu parçaları. Sen şehirden uzaklaşırken, orada gün sönüyor, açılıyor ardı sıra lambalar ve hayat kaldığı yerden devam ediyor.
Sesleri seviyorsun. Veda öpüşleri bütün bir buluşmanın özeti oluyor adeta; telaşlı, samimi, buruk ya da karmaşık. 
Küçük elleri arkanda bırakıyorsun, bir sürü cüceyi ve komik yüzlerini de!
Filmlerin hepsi aynı şekilde başlıyor. Standart üç bölümlü işte; giriyorsun, geliştiriyor sonra da bitiriyorsun. 
Bu tür filmlerin girişiyle bitişi aynı bir tek gelişme kısmı çeşitleniyor. Bunun haricinde hiçbir şey değişmiyor, pişmanlıklar bile.

Hiç yorum yok: