4 Aralık 2011 Pazar

Vazgeçemezsen Olamayacak!

Ait olduğun bir yerde, ait olmadığın bir zamanda aslında..
Orada olmak düşüncesi.. O anı yaşamak. 
O muydu istediğin? 'Evet o' deyip, defalarca sıradan alışkanlıklara yenildiğin. 
Onu seçmek herşeyden vazgeçmek demek değil mi? Değer mi? 
Ya da orasının aslında o yer olduğuna emin misin? 
Ait olma duygusu evrenden bağımsızdır belki.
İşte o ses.. başladı yine. 
İçinde, en derinlerinde duyduğun, heyecandan delirecek gibi olduğun..
Herşeyden vazgeçmek gerekiyordu bazen.
Fizik dünyada bir yansıması var mı oranın? 
Vazgeçmen lazım herşeyden tam olabilmek için. Vazgeçemezsen olamayacak! 
Heyecandan bir parmağın ağzında, dudaklarını kemirmek..
Ve yine o ses!
Ve yine kanatlanma vakti!
Söylemeyin artık!
Şimdi burdan kanatlansan ve o hep hayal ettiğin yerlere gitsen.. 
Nerede biliyor musun sahiden? Öğreneceksin sen de! Gidebilecek misin? 
Baktığında gördüğün yer orası değil. Başka bir yer, başka bir zaman. Belki de zamansızlık.. 
İki palmasın üçüncüsü içinde yankılanıyor, kendinde kayboluyorsun.. Ve sonra bir bakıyorsun yine burdasın, yine sorular, yüzlerce.. ama yok ki cesaretin,
Ve yine o ses!
Sonsuzlukta kaybolmak,
Sen ordayken zaman dursun istiyorsun, tam da bu anda!
Sözün bittiği yer burası sana, öncesi yok, sonrası yok..
Sarhoş bir huzur içinde salınıyorsun göklerde.. kimse yok!
Sonra düşüyorsun aniden.. Çünkü cesaretin yok.. İstemiyorsun belki de o kadar çok?
Hayır, istiyorsun işte!
Baksana içine, baksana fırtınaya..
Hangi rüzgar sarsabilir ki seni bu kadar aslında? Ne heyecanlandırıyor ki başka?
Tutkuyla bağlandığın başka ne var ki?
Sahi kötü müdür tutkular? Yani zarar verebilir mi sana?
Bilmiyorsun işte, bilmeden korkuyorsun sadece.
Yanlış yerde ve yanlış bir zamanda olduğun hissi terketmeyecek ki hiç seni! Ağır geliyor bazen değil mi?
Kafanı yaslıyorsun koltuğa,
Ve yine o ses!!!



Hiç yorum yok: