17 Mayıs 2012 Perşembe

Sezuan’ın İyi İnsanı

Brecht çizgisi denen şeyin ne olduğunu merak edenler tarafından özellikle izlenmesi gereken, Brecht’in marksist analizini net şekilde gözler önüne seren, 3 saat boyunca keyifle ve hayranlıkla izlenen bir oyun.
Adalet Cimcoz’un kaleminden ve Yücel Erten’in yönetmenliğinden çıkan epik biçemle sahnelenen Sezuan’ın İyi İnsanı yaşamın iyi&kötü- doğru&yanlış arasındaki gelgitlerini işliyor. Tanrı insana iyi olmayı buyuruyorken, buyruk kapitalist sömürü düzeni ile birleşince ortaya tam bir açmaz çıkıyor. Durum başta rasyonel bir açmaz halindeyken, ana karakterimizin aşık olmasıyla yani rasyonelliğin aşk sularında boğulmasıyla daha da derinleşiyor. Bu seyirciye deniyor ki; bu şartlar altında iyi olmak ne mümkün! Yani ya acımasızlığı ele alıp sistemin bir parçası olarak altındakileri ezerek yukarı tırmanacak, her bir basamakta daha da güçlü olacaksın, ya da saf/salak belki zavallı belki aciz olarak nitelendirilen bir iyi olacaksın. Öyleyse bu durumda doğru ve davranışlar doğal bir yasa sorunu/sonucu olmaktan çıkıp, toplumun içinde bulunduğu yaşam koşullarının bir sonucu halini alıyor. Öyleyse Brecht’in bakış açısıyla toplumda etik kuralların yaşayabilmesi için öncelikle siyasal organizmanın bu kurallar üzerinde yaşaması gerekiyor. Bence tam bir yumurta tavuk ilişkisi durumu.  Ancak bireysel çabanın önemini yadsımıyorsak, ben sadece zavallı bir yumurtayım, durumdan tavuk sorumludur demek yerine kendi çıtalarımızın sağlamlığını sorgulamakla yükümlü olduğumuz da gayet açık. Sonuç olarak herkes ilkin kendi kapısının önünü temizlemekle yükümlü. Ancak böyle olursa sıra sokaklara gelebilir. Lakin bizim geldiğimiz noktada bu aşamaları idrak etme lüksümüz kalmadı biliyorum. Nasıl olacak formülarize edemedim henüz ama herkes birer süpürge kapıp çıkmalı sokaklara. Yoksa hepbirlikte boğulacağız bu çöp deryasında.
Oyunun başrolünde Shen Te/Shui Ta isimleriyle Zeynep Ekin Öner var. Her iki perde boyunca ön planda olan başarılı performansıyla beni kendine inandırmayı başardı.  Oyunun müzik direktörü olan Çiğdem Erken, Paul Dessau’nun bu muhteşem müziğini 65 yıl sonra capcanlı bizlerle buluşturuyor. Ethem Özbora’ya ait dekor tasarımı ilginçliği, çarpıcılığı ve pratikliği itibariyle takdire değer. Oyunun giysi tasarımını yapmış olan Nazan Alaylı ise, konunun özüne ve koşullarında sadık kalarak kostümleri gerçek kılmayı başarmış. Ve bu ekipten ortaya çok başarılı bir oyun çıkmış.

1 yorum:

yoldy35 dedi ki...

Yazılarınızı Gityat.com ' da paylaşabilir, sitenizi tanıtabilir ve kendi kanalınızı kurabilirsiniz. Sizleri de aramızda görmek bizi çok sevindirir.